Şartlar ne olursa olsun kaybetmemek bizim için önemliydi.

Nitekim öyle oldu ve lige biraz olsa da moralli başladık. Oyun itibariyle teknik adam Yalçın Gündüz maça garanti bir dizilişle başladı.

Bunu da maçın genelinde sahasında kalarak defansif bir oyunu tercih etti. Bunda da ilk yarı boyunca başarılı oldu.

Gol yemeyelim nasıl olsa atarız” taktiği, rakibin hatasından bulduğumuz bir golle gerçeğe dönüştü ve Çağatay ile golü bularak devreyi lehimize kapatmayı bildik.

İkinci yarı skoru korumak için oyunu geride kabul ettiğimizde 5 dakika içinde kalemizde 5 gol pozisyonu yaşadık.

Eğer rakip bunları gol yapsa maç 50. dakikada kopar ve farklı mağlup olurduk. Arka arkaya pozisyon bulan Mersin takımı kontrolü ele aldı ve pas yaparak üstümüze geldi.

Buna karşılık veremedik, sadece kontra toplarla hücum yapma düşüncesiyle oynayınca, bir türlü istenileni elde edemedik.

İlk maç olmasına rağmen takım olarak istenileni yapamadık.

Ne oyuncu değişikliğinde, ne taktik anlayışta ne de oynanan futboldan hiçbir şey anlamadık.

Kısaca, bu oyun, diğer maçlar için bize umut vermedi.

BEYİNSEL AÇIDAN…
Evet, ilk hafta sahada kaybetmedik, ama birçok oyuncuyu “beyinsel” olarak kaybettik. Orjinal sağ bek Eren Tunalı ve Hamza Baran varken, o mevkide Ozan İsmail oynuyorsa, doğuştan sol bek olan Abdullah Tazgel yedek kalıp stoperi kenarda oynatıyorsan, 5 oyuncu değiştirmek varken kulübene güvenmeyip 3 yedeği oyuna alıyorsan, daha ilk haftadan her şeyi kaybetmişiz demektir. Daha ilk haftadan birçok oyuncuyu mental açıdan kaybettik.

Bunu düzeltmek, teknik adamın işi…

Eğer bunu yapamıyorsa, elinde oyunu çevirecek oyuncun olmadığından “nasıl galip gelirim” bunun planını yapmak için çalışması lazım.

Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.

Bu haber ilginizi çekebilir