Bursaspor konusunda bazen kendimi rüyada gibi hissediyorum. Bir an uyanacağım ve aslında Bursaspor 2.Ligde değil olması gereken yerde; ülkenin en üst liginde mücadele ediyor…

Rüyada olmadığım gerçeğini en çok ne zaman anlıyorum biliyor musunuz; maçlara gittiğimde…

Gerçek tüm çıplaklığı ve acımasızlığıyla o zamanlar suratıma çarpıyor.

Bir zamanlar süper lige çıktığından bu yana düşmeyen birkaç takımdan biriyiz diye övünürdük. 2003-2004 sezonuna kadar 38 sezon aralıksız en üst ligde yer almıştık çünkü…

Şimdi bilmem kaç sezondur nerelerdeyiz?

Bizim kuşak için buraları kabullenmek inanın çok zor. Etrafımda yaşıtlarımla konuştuğumda aynı şeyi onlarda da görüyorum.

Bir çoğumuzda büyük bir kızgınlık ve öfke söz konusu. Durumu kabullenememekten dolayı Bursaspor’a uzak duran, maçını izlemeyen, haberini okumayan çok renktaş arkadaşım var.

Ben de öyleydim yıllardır. Basketbol takımı ile birkaç zamandır arma aşkını gidermeye çalışıyordum, yine de öyle…

Ama bu sezon sporbursa.net yolculuğu futbol maçlarına yeniden gitmeme, içimdeki ateşin yeniden yanmasına vesile oldu.

Bu rüyadan ne zaman uyanacağımı merak ederek Bursaspor’u takip etmeye çalışıyorum.

Ülkenin en üst liginde şampiyonluk görmüş, yani en büyük başarıyı tatmış bir camianın ferdi olarak bugünkü başarısızlığın ölümcül olup olmadığını anlamaya çalışıyorum hala…

Bu başarısızlık, devam etmemiz için gereken cesareti bize veriyor mu?

Bir çoğumuzda o cesareti göremiyorum.

Başarıya giden yol esasında bu başarısızlıktan geçiyor olabilir mi?

Kafamda bu deli sorularla 100.Yıl Atatürk Sütaş Stadyumu’nda Ankara Demirspor maçını izliyorum.

‘Bu ligden de düşer miyiz?’ diye de kendime sormadan edemiyorum. Ankaraspor maçında bu soruyu sormamıştım sadece… O maçta genç çocuklar iyiydi.

Ligi iyi takip eden arkadaşlarıma ‘Bizden kötü takımlar var mı?’ diye sorduğumda, ‘var’ cevabını almıştım. O zaman biraz rahatladım.

Ama onlardan biri olarak gördüğümüz Altınordu bu sahada bizi neredeyse yenip gidiyordu. Beraberliği zor kurtardık!

Haydi yine karamsarlık, acaba bu ligden de düşer miyiz?

Genç futbolcularımızın şunu iyi anlaması gerek; bazı hedef maçlar vardır, onlarda az hata yapmalı ve ne yapıp edip kazanmalısın.

Şampiyonluğa oynuyorsan bu kulvarda birkaç rakibin olabilir. Ligde kalma mücadelesi veriyorsan, senin gibi olan rakiplerine karşı kaybetmemeli onları sıralamada altında tutmalısın. Bunlar 6 puanlık oyunlardır.

Elbette bazı istisnai maçlar olabilir. O gün top şansı sizinle değildir, ne yaparsanız yapın olmaz. Ama bu durum bir hadi bilemediniz iki maçta olur koca sezonda…

Sürekli oluyorsa sorun sizde demektir.

Bursaspor’un bu ligin üstünde olamayacağını sezon başı biliyorduk, gördük de…

Acaba bu takım play offu zorlar mı, yoksa düşme potasında mı kalır, haftalardır bunu anlamaya çalışıyorum.

Görüldüğü kadarıyla ligde tutunma mücadelesi içinde olacak genç çocuklar.

Ankara Demirspor maçı özelinde ise şunu söyleyebilirim; ilk yarı rakibin sağ açığı Batuhan Süer’in tehlikeli çıkışlarını gördük. Başımızı ağrıtacak adam olarak O’nu gördük sevgili Serkan Yetişmişoğlu ile…

Ben bir yandan da beğendiğim bir isim olan Yiğit Fidan’a ve savunmadaki partneri Furkan Emer Ünver ile uyumu konusunda olumlu cümleler kuruyordum. Yiğit’in Ankara Demirspor’un santrforu Mücahit Can Akçay’ı önüne iyi alıp döndürmemesini vs. olumlu buldum.

Kısır geçen ve her iki takımın da kaleyi bulan şutun olmadığı ilk yarıda bu tür detaylarla oyalandık.

İkinci yarı başlar başlamaz, Batuhan Süer sağ kanattan hızlı indi ve ortaladı. Hemen Yiğit Fidan’a baktım ama Mücahit Can Akçay’ı kaçırmıştı. Bu kez önüne alamadı, arkasında kalmıştı rakip ve tek vuruşta golü attı.

Batuhan Süer 87. dakikada da de yine sağ kanattan topu taşıdı ve yaptığı asist ile puan umutlarını bitirdi.

Kaptan Furkan Emre itirazdan sarı kart gördü. 5 dakika sonra da adamını kaçırıp tutup çekince ikinci sarı karttan kırmızı ile takımını eksik bıraktı.

Çocukların bu konularda daha çok tecrübe kazanması lazım.

Savunma noktasında bu tecrübeye ihtiyaç var da hücumda yok mu? Hücumdayken, orta saha ve rakip ceza alanında nasıl etkili olunabileceğine; Murat Sözkesen ve Nedim Vatansever’in çok kafa yormaları gerek.

Maçın sonları yönetim istifa tezahüratları ile geçti.

Bu kulübü yönetenlerin başındaki muhterem; öyle projeler açıklıyor ki göreve geldiğinden beri, Bursaspor’un 5-10 yılını kurtarıyor her proje…

Henüz bir şey görmedik gerçi ama anlattığı masallara bakanlar yarını bırak bugünün kaybedildiğini görmüyor mu?

Siz bunu düşünedurun, ben Bursapor İnfo Yatırım-Darüşaşafaka Lassa maçına gidiyorum.

Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.

Bu haber ilginizi çekebilir